İş Hayatındaki Yeni Mezunlar

İş Hayatındaki Yeni Mezunlar: Seri 6 – Ömer ÖZTÜRK

#fikirselröportajlar iş hayatı serimizin yeni konuğu; Hacettepe Sosyolojiden kendisiyle projeler geliştirdiğim arkadaşım Mağaza Müdürü Ömer Öztürk. Röportajımıza başlamadan önce bizimle değerli tecrübelerini paylaştığı için kendisine teşekkür etmek istiyorum.

Merhaba Ömer! Tanımayanlar için kendini kısaca tanıtır mısın?

Merhabalar, öncelikle insan kaynakları ve profesyonel iş yaşamı hakkında içerikler oluşturma gayreti göstererek yeni mezun veya öğrenci arkadaşlarımıza ulaşmayı hedeflediğiniz bloğunuzu tebrik eder ve bu seride yer alma şerefini bana layık görmenizin gururunu taşıdığımı belirtmek isterim.

Günümüzde teknolojinin baş döndürücü hızıyla birlikte tecrübe aktarımının da bambaşka bir boyuta geldiğini düşünmekteyim. Hiç tanımadığınız bir insanın fotoğrafını görerek, videosunu izleyerek veya tıpkı şu anda olduğu gibi herhangi bir blog yazısını okuyarak kendinize bambaşka ilham ve deneyim kapıları açmak artık hiç olmadığı kadar kolay bir hale geldi.

Umarım sorduğunuz sorulara verdiğim cevaplar başka insanların yolunu aydınlatacak bir lambanın küçük bir ışıltısı olur.

Ben Ömer, 24 yaşındayım. 2015 yılının temmuz ayında Kuleli Askerî Lisesi’nden mezun oldum. 2019 yılının temmuz ayında da Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. Şu anda Avustralya Melbourne ’de yaşamaktayım ve Türkiye’de sıkça gördüğümüz İstikbal mobilya firmasının Melbourne şubesinin mağaza müdürlüğünü yapmaktayım.

Biraz daha geçmişe gitmek gerekirse üniversite tercih sürecinden bahsedebilir misin?

Biraz trajikomik olacaktır ama benim üniversite tercihim tamamen benden bağımsız bir şekilde gerçekleşti ve hayatım bambaşka bir biçime evirildi. Küçük yaşlarımdan itibaren subay olma hayali kuruyordum ve ailemin desteğiyle bu hayali gerçeği dönüştürme adımımı Kuleli Askerî Lisesi’nde 14 yaşından itibaren ailemden uzakta yatılı eğitim görerek atmıştım. Burada geçen 5 senenin ardından mezun oldum ve Kara Harp Okulu’nda eğitimime başladım. Burada ilk senemi bitirmeme müteakip 15 Temmuz olayları yaşandı ve sonuç olarak devletimiz askeri okulları kapatma ve var olan tüm öğrencilerin tasfiye edilmesine karar verdi.

Karar süreci sonucunda askeri öğrencilere sivil üniversitelerden kontenjan açıldı ve sadece bazı bölümleri seçmemize izin verildi. Bana seçenek olarak Kamu Yönetimi, Sosyoloji ve İşletme bölümleri sunuldu. Yaptığım çeşitli üniversite tercihleri sonucunda Hacettepe Sosyoloji Bölümü’nde eğitimime 2.sınıftan itibaren devam etmeme karar verildi.

Aklımda Sosyoloji biliminin ne olduğuna dair en ufak bir fikir bile yoktu. Derslere 2. sınıftan itibaren devam ettiğim için temel dersleri alamadım ve bu temel eksikliğini hep hissettim. Bu eksikliği kapatmak için çok çabaladım ve Sosyoloji bilimine dair birçok kitap okudum. Okudukça Sosyolojiyi sevdim. Okudukça gündelik yaşama bambaşka bir şekilde üçüncü bir şahsın gözünden bakmayı öğrendim. Benim kontrolümün ve bilincimin dışında gerçekleşen politik rüzgarların beni yolumdan etmediğini aslında tam da olmak isteyeceğim yere doğru savurduğunun, sosyoloji biliminin bana hayata yeni bir gözle bakmamı sağladığını ve bana farklı bir bilinç kazandırdığını anladığımda farkına vardım. Bu sebeple tüm yaşadıklarıma bir kazanım olarak bakıyorum.

Maalesef o dönem birçok öğrenci çetrefilli süreçlerden geçti. Sosyoloji bölümü, bizlere çok farklı bir bakış açısı kazandırdı, aslında şu an çok önemli bir noktaya değindin, hayatta her şey bizim kontrolümüz ve bilincimiz dahilinde işlemiyor. Peki üniversite hayatından bahsetmek gerekirse?

Bir önceki soruda verdiğim cevapta bahsettiğim üzere ben Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’ne 2. sınıftan itibaren başladım ve temel derslerin hiçbirini almadım. Bu sebeple ilk yılımda akademik başarı olarak zorlandım. 2. yılımda yani üniversite üçüncü sınıftan itibaren akademik başarım artmaya başladı ve çevremdeki arkadaşlarıma sınavlar öncesinde ders anlatmaya başladım. Bunu söylerken hep gururlanırım çünkü bana öğretilen bir bilimsel temel olmadan kendi kendime temel inşa etmiş ve bunu diğer arkadaşlarımla her zaman sınavlar öncesinde paylaşarak onların da sınavlarda başarı elde etmesine katkı sağlamıştım.

Evim üniversiteye uzak olduğundan okulun semt servislerini kullanmak mecburiyetindeydim. Bu sebeple sabah 6.30 da servise binerek okula geliyor ve derslerime katılım sağlıyordum. Okul sonrası ise akşam 22.00 ’a kadar yarı zamanlı olarak çeşitli işlerde çalışıyordum. Bu zor gündelik yaşam rutinimi askeri okulda edindiğim disiplin ve sosyolojiyi gerçekten sevmem devam ettirmemi sağlıyordu. İş sebebiyle okuldaki çeşitli sosyal kulüplere katılım gösteremedim.

İçimde hep başka ülkeleri görme arzusu vardı. Bu sebeple bölümümün sunmuş olduğu Erasmus imkanından faydalandım ve 6 ay süre ile Polonya ’da Erasmus yaptım. Bu 6 ay süresince Almanya, Belçika, Hollanda, Norveç, İsveç, Polonya, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Macaristan ve son olarak Avusturya olmak üzere 12 farklı ülke gezme ve onların kültürlerini yerinde deneyimleme fırsatı elde ettim. Bu süre içerisinde aynı zamanda İngilizce ‘mi geliştirme fırsatı elde etmiştim.

Üniversite hayatımın ilk senesinden itibaren etkinlik-organizasyon yönetimi ve satış alanlarında birçok farklı firmada yarı zamanlı olarak çalıştım. İş hayatına erken atılmam farklı sektörleri tanımada ve mezuniyetim sonrasında izleyeceğim kariyer yolunu çizmem de çok yardımcı oldu.

Yarı zamanlı çalışmalarım esnasında profesyonel ve mesleki ilişkiler geliştirerek daha öğrenciyken çeşitli alanlarda network oluşturma çabasına girmiştim. Çünkü bir insanın zihninde bir yer edinmek ileride başka fırsatların veya tekliflerin kapısını açabilecek olan bir anahtar olabilir.

Öğrencilik yıllarımda hep insan kaynakları alanında kariyer hedeflemiştim. Nedenini bilmiyorum ama Aysu tıpkı şu anda senin sahip olduğun insan kaynakları alanında bir şeyler yapma arzusu o sıralarda bende de vardı ve bölümden birçok arkadaşım devletin çeşitli kurumlarında sosyolog olarak kariyer ve staj düşünürken ben hep özel sektörde ve insan kaynakları alanında kariyer hedeflemiştim. Bu sebeple yaz stajım için birçok farklı firmanın insan kaynakları alanına staj için başvurmuştum. Başvurularım sonucunda Koç Holding’in Aygaz A.Ş şirketinin insan kaynakları departmanında staj yapma fırsatı elde ettim. Bu stajımla birlikte insan kaynakları sektörüne ve profesyonel iş yaşamına dair bakış açım gelişti.

Üniversite son sınıfta Decathlon ’da yarı zamanlı spor lideri olarak çalışmaya başladım ve kariyerimi satış alanında devam ettirme kararı aldım.

Şu anki tecrübelerinle üniversiteye geri dönecek olsan neleri değiştirmek isterdin?

Şu anki tecrübelerimle üniversiteye geri dönecek olursam web tasarım, grafik tasarım veya yazılım alanlarında hobi edinmeye ve tüm bu donanımları hobi olarak öğrenme gayreti gösterirdim. Yazılım sektörüne gerçekten çok ilgi duyuyorum fakat profesyonel iş yaşamına atıldıktan sonra insanın yeni donanımlar öğrenme motivasyonu azalıyor. Bu sebeple öğrenci arkadaşlarıma tavsiyem henüz iş yaşamına atılmadan kendinize hobi olarak bazı donanımlar kazandırın. Mezuniyetiniz sonrasında hobinizi yaparken para kazanabilir ve iş yaşamının getirdiği stresi yaşamayabilirsiniz. Çünkü hobiniz aynı zamanda işiniz olacak ve yaparken keyif alacaksınız.

Peki, çalıştığın iş mezun olduğun bölümle alakalı mı?

Evet. Sosyoloji insanları ve davranışlarımı daha iyi anlayıp yorumlamamı sağlıyor. İnsanlar hakkında yaptığım tüm çıkarımları satış stratejisi olarak kullanıyorum.

Bize biraz da iş arama sürecin bahsedebilir misin?

Mezuniyetimin üzerinden yaklaşık 2 ay geçtikten sonra Avustralya’da yaşama kararı aldım ve dil okulu aracılığıyla buraya geldim. Dil okulum 6 ay sürdü ve bu süre içerisinde baristalık ve garsonluk yaparak geçimimi sağladım.

Daha sonra İstikbal mobilya firmasının Melbourne şubesinde teslimat ve montaj elemanı olarak yarı zamanlı yaklaşık 7- 8 ay çalıştım. Kısa sürede tüm ürün yelpazesini, mağazanın işleyiş biçimi ve satış ilişkilerini çözdüm. İyi seviyede olan İngilizcemin ve akıcı olarak konuştuğum Türkçe ’nin de etkisiyle mağaza müdürünün istifasına müteakip beni mağaza müdürlüğü yapmam için uygun gördüler ve firma aracılığıyla sponsorluk vizemi alarak şu anlık yaklaşık 3 yıl Avustralya ’da kalma şansı elde ettim.  Yaklaşık 2 aydır mağaza müdürü olarak haftada 5 gün sabah 10 akşam 17.00 saatleri arasında çalışmaktayım.

Peki, işe alımında sence ne gibi özelliklerin etkili oldu?

İşe girmemde askeriyeden dolayı karakterime işleyen zamana riayet, düzenli çalışma ve her şeyden önemlisi insanlarla olan iletişim şeklim, bunun yanında kendimi iletişim kurarken nasıl ifade ettiğim etkili oldu. İngilizce seviyemin iyi ve Türkçemin akıcı olması etkili olan diğer faktörler. Türkçe bilmenin avantaj olduğu günleri de görmüş olmak beni mutlu etti. Çünkü Melbourne ’de yaşayan birçok Türk, Türkçe olarak zayıf konumda ve Türkiye ’deki ana ofisle iletişimin sağlanabilmesi için düzgün bir Türkçe gerekmektedir.

Röportajımızı sonlandırmadan önce üniversite öğrencileriyle paylaşmak istediğin bir tavsiyen/önerin var mı?

Evet. Mutlaka ama mutlaka Erasmus, work and travel gibi programlara katılmadan üniversiteden mezun olmayın arkadaşlar. Farklı ülke ve kültürleri görmek, daha da önemlisi farklı ülkelerde çalışma fırsatı elde ederek farklı çalışma hayatlarını deneyimlemek gerçekten mezuniyet sonrasında vereceğiniz kariyer kararında çok fazla etkili olacaktır. Ayrıca bu tür programlarla iş hayatının olmazsa olmazı İngilizceyi öğrenmiş olacak ve her daim İngilizce konuşabileceğiniz uluslararası arkadaşlıklara sahip olacaksınız.

Son olarak iş arayan yeni mezunlara herhangi bir tavsiyen/önerin var mıdır?

İşinizi hobiniz haline değil, hobinizi işiniz haline getirin. Çalışırken eğlenecek ve iş hayatının getirdiği tüm stresleri bir zorluk olarak değil, hobinizi yaparken kendinizi daha da fazla zevk alacağınız şekilde geliştiren birer basamak olarak göreceksiniz.

#fikirselröportajlar serisine konuk olduğun ve bizimle değerli tecrübelerini paylaştığın için teşekkür ederiz Ömer. Çalışma azmine birebir tanık olmuş bir insan olarak, kariyerinde çok iyi yerlere geleceğine eminim.

Yazı Kaynağı

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu